BABİLLİLER ESKİ BABİL DÖNEMİ/1.BABİL DEVLETİ (M.Ö. 1800-1600)
M.Ö. 2.000 yıllarında Arabistan yarımadasından çıkan bazı göçebe
kavimler Akdeniz kıyılarına gelip yerleşirken bunlardan Amurru (Batı
Samileri) koluna mensup bazıları Mezopotamya'nın Akad bölgesine sızarak
buraya daha önceden gelmiş Sami gruplarla birleşerek büyük bir Sami
topluluğu oluşturdular ve yıllarca Sümer-Akad hakimiyetinde onların
kültürüyle bütünleşerek yaşadılar. Babil şehrini de bunlar kurdu.
Amurrular, III.Ur sülâlesi döneminde Sümer-Akad devletinin
zayıflamasından yararlanıp daha önceden işçi, tacir, ücretli asker vb.
olarak özellikle çevresinde toplandıkları Babil'de üstünlüğü ele geçirip
bir prenslik kurdular. Bu sitenin ilk yöneticilerinin Elamlılara bağlı
olduğu sanılıyor. Daha sonra coğrafî konumunun uygunluğundan da
yararlanan Babil sitesinin krallık durumuna gelmesi M.Ö. XIX.yüzyıldır.
Babil'in 6. kralı Hammurabi M.Ö. yaklaşık 1790'larda önce Sümer ve Akad
kentlerini Elam Kralı Rim-Sin'i yenerek ve Elamlıları bölgeden
çıkararak tek bir yönetim etrafında birleştirdi. Böylece Sümer ve Akad
ülkesinin kurtarıcısı durumuna yükselen Hammurabi, devletinin
sınırlarını kuzeydeki Asur ve Fırat boylarında bulunan ve yine Samilerce
kurulan Mari sitelerini de alarak genişletirken aynı zamanda bölgesel
bir devletten imparatorluğa geçişi de sağlamıştır. Bu devlete tarihte I.
Babil Devleti (Eski Babil Krallığı) denir.
Hammurabi dönemi Eski Babil Krallığı’nın doruk noktasıdır. Hammurabi,
kişiliği bakımından üzerinde bilhassa durulması gereken önemli bir
kraldır. Çünkü dönemin siyasal ve sosyo-ekonomik ortamından yararlanıp
eski çağın güçlü devletlerinden birini ortaya çıkarırken bir
imparatorluk kurucusu olarak siyasal alandaki asker-komutan kişiliği
kadar, Babil devletinin idarî, malî, hukukî alanlardaki yapılanmasındaki
teşkilatçılığı onun sosyal kişiliğini de önemli kılar.
İyi bir komutan ve idareci olan Hammurabi aynı zamanda bütün gücüyle
Mezopotamya'yı Samileştirdi ve Babil kültürünü Mezopotamya kültürü
hâline getirdi. Hammurabi ilk kez ve tam anlamıyla merkezîleşmiş bir
devlet yönetimi oluşturdu. O güne kadar Sümer siteleri birlik hâline
getirilse bile başlarındaki ensilerin varlığına izin verildiğini,
bunların merkezî idareye sık sık karşı çıkmaları nedeniyle kurulan
imparatorlukların zayıf düştüğünü görüp bu yerel yöneticileri sitelerin
başından alarak yerine kendisine bağlı valiler atadı.
Ordunun ve yönetimin kendi soyunun elinde toplanmasına özellikle dikkat
etti. Öte yandan Babil şehri, devletin merkezi olarak kültür ve sanat
ürünlerinin, ekonomik zenginliklerin getirilip toplandığı bir merkez
oldu.
Böylece Babil'in merkez ve taşradaki birimlerinin sağlıklı bir biçimde
işleyebilmesini sağlayacak bir bürokratik kadro oluşturdu. Devletin
başındaki kral olarak kendisi idareyi tek elden ve monarşik tarzda
yönetmeye başladı. Bu yönetimi destekleyecek biçimde merkeze bağlı,
geçimini kendilerine tahsis edilen topraklardan sağlayan bir ordu
oluşturdu.
Hammurabi'yi tarihte önemli bir Sami imparatorluğu kurması kadar
kanunları da ünlendirmiştir. Hammurabi'nin M.Ö. 1750’li yıllarda
oluşturduğu sanılan kanunlarını, bölgesel devletten imparatorluğa geçiş
sürecinde bölgelere göre değişmeyen bir örnek hukuk ve yönetim anlayışı
kurmak için yaptığı sanılmaktadır.
Eski Sümer ve Akad kanunlarının, törelerinin ve fermanlarının toplanıp
günün şartlarına göre yeniden düzenlenmesiyle oluşturulan ve tarihte
bilinen ilk düzenli kanun derlemesi olan Hammurabi Kanunları; merkezî
iktidarın bürokrasiden sonra tüm ülkeyi denetlemesini sağlayan bir aracı
olmuştur.
Bu kanunlarla aynı zamanda tüm ülkede sabit pazar fiyatları da (fiyat
kontrolü) geliştirilmiştir. Hammurabi, yaptığı bütün bu yasal düzenleme
ve reformlarla donuklaşmış “tanrı-kral" anlayışından sosyal yönü olan
"hayırsever hükümdar" kavramına geçişi de sağlamıştır ki, kendisi de
yaptıklarını ve yasal düzenlemelerini anlattığı taş abidesinde "adil bir
kral olarak halkı için yaptığı iyilik ve imar faaliyetlerini" dile
getirir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder