6 Temmuz 2013 Cumartesi

BABİLLİLER

BABİLLİLER ESKİ BABİL DÖNEMİ/1.BABİL DEVLETİ (M.Ö. 1800-1600)
M.Ö. 2.000 yıllarında Arabistan yarımadasından çıkan bazı göçebe kavimler Akdeniz kıyılarına gelip yerleşirken bunlardan Amurru (Batı Samileri) koluna mensup bazıları Mezopotamya'nın Akad bölgesine sızarak buraya daha önceden gelmiş Sami gruplarla birleşerek büyük bir Sami topluluğu oluşturdular ve yıllarca Sümer-Akad hakimiyetinde onların kültürüyle bütünleşerek yaşadılar. Babil şehrini de bunlar kurdu.

Amurrular, III.Ur sülâlesi döneminde Sümer-Akad devletinin zayıflamasından yararlanıp daha önceden işçi, tacir, ücretli asker vb. olarak özellikle çevresinde toplandıkları Babil'de üstünlüğü ele geçirip bir prenslik kurdular. Bu sitenin ilk yöneticilerinin Elamlılara bağlı olduğu sanılıyor. Daha sonra coğrafî konumunun uygunluğundan da yararlanan Babil sitesinin krallık durumuna gelmesi M.Ö. XIX.yüzyıldır.


Babil'in 6. kralı Hammurabi M.Ö. yaklaşık 1790'larda önce Sümer ve Akad kentlerini Elam Kralı Rim-Sin'i yenerek ve Elamlıları bölgeden çıkararak tek bir yönetim etrafında birleştirdi. Böylece Sümer ve Akad ülkesinin kurtarıcısı durumuna yükselen Hammurabi, devletinin sınırlarını kuzeydeki Asur ve Fırat boylarında bulunan ve yine Samilerce kurulan Mari sitelerini de alarak genişletirken aynı zamanda bölgesel bir devletten imparatorluğa geçişi de sağlamıştır. Bu devlete tarihte I. Babil Devleti (Eski Babil Krallığı) denir.


Hammurabi dönemi Eski Babil Krallığı’nın doruk noktasıdır. Hammurabi, kişiliği bakımından üzerinde bilhassa durulması gereken önemli bir kraldır. Çünkü dönemin siyasal ve sosyo-ekonomik ortamından yararlanıp eski çağın güçlü devletlerinden birini ortaya çıkarırken bir imparatorluk kurucusu olarak siyasal alandaki asker-komutan kişiliği kadar, Babil devletinin idarî, malî, hukukî alanlardaki yapılanmasındaki teşkilatçılığı onun sosyal kişiliğini de önemli kılar.

İyi bir komutan ve idareci olan Hammurabi aynı zamanda bütün gücüyle Mezopotamya'yı Samileştirdi ve Babil kültürünü Mezopotamya kültürü hâline getirdi. Hammurabi ilk kez ve tam anlamıyla merkezîleşmiş bir devlet yönetimi oluşturdu. O güne kadar Sümer siteleri birlik hâline getirilse bile başlarındaki ensilerin varlığına izin verildiğini, bunların merkezî idareye sık sık karşı çıkmaları nedeniyle kurulan imparatorlukların zayıf düştüğünü görüp bu yerel yöneticileri sitelerin başından alarak yerine kendisine bağlı valiler atadı.

Ordunun ve yönetimin kendi soyunun elinde toplanmasına özellikle dikkat etti. Öte yandan Babil şehri, devletin merkezi olarak kültür ve sanat ürünlerinin, ekonomik zenginliklerin getirilip toplandığı bir merkez oldu.


Böylece Babil'in merkez ve taşradaki birimlerinin sağlıklı bir biçimde işleyebilmesini sağlayacak bir bürokratik kadro oluşturdu. Devletin başındaki kral olarak kendisi idareyi tek elden ve monarşik tarzda yönetmeye başladı. Bu yönetimi destekleyecek biçimde merkeze bağlı, geçimini kendilerine tahsis edilen topraklardan sağlayan bir ordu oluşturdu.

Hammurabi'yi tarihte önemli bir Sami imparatorluğu kurması kadar kanunları da ünlendirmiştir. Hammurabi'nin M.Ö. 1750’li yıllarda oluşturduğu sanılan kanunlarını, bölgesel devletten imparatorluğa geçiş sürecinde bölgelere göre değişmeyen bir örnek hukuk ve yönetim anlayışı kurmak için yaptığı sanılmaktadır.

Eski Sümer ve Akad kanunlarının, törelerinin ve fermanlarının toplanıp günün şartlarına göre yeniden düzenlenmesiyle oluşturulan ve tarihte bilinen ilk düzenli kanun derlemesi olan Hammurabi Kanunları; merkezî iktidarın bürokrasiden sonra tüm ülkeyi denetlemesini sağlayan bir aracı olmuştur.


Bu kanunlarla aynı zamanda tüm ülkede sabit pazar fiyatları da (fiyat kontrolü) geliştirilmiştir. Hammurabi, yaptığı bütün bu yasal düzenleme ve reformlarla donuklaşmış “tanrı-kral" anlayışından sosyal yönü olan "hayırsever hükümdar" kavramına geçişi de sağlamıştır ki, kendisi de yaptıklarını ve yasal düzenlemelerini anlattığı taş abidesinde "adil bir kral olarak halkı için yaptığı iyilik ve imar faaliyetlerini" dile getirir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder